SPEEDY-SYSTEM İLE HIZ GELİŞİMİ

Erwin SEBESTYEN                                       Çeviren: Çiğdem KALMIŞ

New Study in Athletics 11:2-3; 149-154, 1996

"Bayanlar bir kısa mesafe koşusu yapabilmemiz için, yarışın her evresini iyi bir perfor­mansla tamamlamış olmanız gerekir. Bunu sağlayabilmek için de koşucu üzerinde bir takım yöntemler uygulanır. Bu yöntemlerin en genel olanları normal kolaylaştırı1mış yada engelleyici koşu durumlarıdır.

Kolaylaştırılmış yada karşı koyma koşularını sağlamak için, yokuş yukarı yada yokuş aşağı çalışmaları yapılır veya çekme düzenekleri kullanılır Speedy-system iki çeşit emniyet

Bunlar kolaylaşmanın ve karşı koymanın dozajını belirleyen gelişti­rilmiş versiyonlu bir ip ve bir palangadır.

Sistem yokuş yukarı ve aşağı koşularına benzemekle beraber, aslında kaliteli bir sprint için gerekli olan sert bir tartan pist olarak tasarlanmıştır. Çekilen atlet yardımla ulaştığı hıza, aradaki bağlantının kesilmesiyle, yardımsız ulaşmaktadır"

Hepimizin bildiği gibi koşudaki hız 3 faktöre bağlıdır: Neuromuscular (kas sınırı) ka­pasitesi, koşu tekniği ve atletin geliştirebildiği kassal enerji düzeyi.

Neuromuscular kapasite atletin hızını geliştirmesindeki birincil etkendir. Hepimizin belirli bir düzeyde kas sınırı kapasitesi vardır.

Eğitim sürecinin başlarında neuromuscular uyum oldukça kolay olur. Yeni başlayan­lar genellikle iyi bir koşu tekniğine sahiptirler. Performans artar fakat buna rağmen daha iyi bir hız artışı elde etmek zorlaşır. Atlet neuromuscular sınıra ulaştığında, eski hareket­leri hızlandırmak için, merkezi sinir sistemine yeni ve daha güçlü bir uyananın etki etme­si gerekir. Bu uyarma etki etmesiyle, merkezi sinir sistemi daha hızlı ve dinamik talep­lerle uğraşmak zorunda kalacaktır.

Bu nedenle normal koşu drilleri, atletin normalden daha hızlı koşmasını sağlayan antrenman drilleri ile desteklenmelidir.

Koşu tekniğinin geliştirilme süreci çok hassas bir süreçtir. Ortalama bir hızda iyi bir koşu tekniği elde etmek daha kolaydır. Maksimum hızda hareketler bilinçsiz bir şekilde yapılır. Bunun sonucunda teknik bozulur ve dinlendikten sonra atlet hareketleri yapamaz hale gelir. Son sürat hızda koşucu hareketlerinin şeklini dengeleyemez. Soru şudur: Maksimum hızda koşucunun tekniğini nasıl düzeltebiliriz ve yorgunluğa bağlı kalite düşüklüğüne bakmaksızın gerekli olan tekrarlan nasıl yapabiliriz?

Kassal enerji, sprinterin benzini gibidir. Bu benzin bizim kas dokularımızda harekete hazır bir şekilde saklanır ve bu benzin vücudumuzda tekrar üretilebilir. Soru şudur: Bu benzini kaslarımıza nasıl aktarırız ve nasıl en ekonomik şekilde kullanırız?

Ne kadar kas kapasitemiz varsa o kadar enerji tüketiriz. Enerji tüketimimiz bir araba­nın benzin kullanımı gibidir. Hızlanırken tüketim artar, maksimum hız süresince düşer.

Sprint antrenmanlarında enerjiyi en iyi şekilde kullanmak için, onu antrenmanın en gerekli kısmına saklamalıyız. Örneğin, amaç maksimum hızı geliştirmekse, hızlanma ça­lışmalarında ortalama düzeyde tekrar yaparak enerji kaybını en aza indiririz. Böylece hız­lanmada harcayacağımız enerjiyi, maksimum hız çalışması için kullanabiliriz.

Sprintin 3 temel evresi olan hızlanma, maksimum hız, ve hız devamlılığını geliştirmek için 3 çeşit koşu yöntemi kullanırız. Normal-özel,kolay-kolaylaştırılmış ve engelleyici-zor. Seçilmiş olan yöntem eğitim programının amacını belirler. Genellikle ağır yada aşırı yük­lenme yapılan çalışmalar hazırlık aşamasında uygulanır. Kolay yada kolaylaştırılmış ça­lışmalar yarışma öncesi veya yarışma dönemlerinde uygulanır.

Birçok uyarıcı teknik hareketleri öğrenmenizde yardımcı olabilir. Örneğin, ağır koşu durumlarını içeren egzersizler koşucunun kafasında güçlü bir itekleyici kuvvet etkisi yaratmak yada adım uzunluğunu geliştirmek için kullanılabilir. Öte yandan, kolay koşu durumları atletin adım atma sıklığını arttırmak için kullanılabilir

Koşu şekillerindeki bu gibi varyasyonlar yeni değildir. Yokuş yukarı(engelleyici) ve yo­kuş aşağı (kolaylaştırılmış) koşular her zaman için eğitim sürecinin bir parçasını oluştur­muştur (şekil 1).

Şekil 1. Yokuş yukarı ve yokuş aşağı koşuları

Teknikte meydana gelebilecek herhangi bir olumsuz değişiklik olasılığı,zemin pürüz­süz olduğundan en aza indirgenebilir. Çivili ayakkabılarla koşmak atlete pürüzsüzlük ve daha hızlı koşuyormuş hissi verir Yapabileceğimizin en iyisini, değişken eğimli ve 30-40 metrelik son bir düz aralığı bulunan sentetik zeminlerde gerçekleştirebiliriz. Bu son düz aralık uyarıcıyı değiştirmek için gereklidir ve böylece gelişmiş bir hızla özel hareket şe­killeri üretilir (şekil 2).

Şekil 2. Yokuş yukarı koşusu + düz koşu, yokuş aşağı koşusu + düz koşu

Speedy-systern nasıl çalışır ?

Speedy-system atlete, yokuş yukarı ve yokuş aşağı koşularına uyum sağlama ve özel bir zeminde koşmanın kazandırdığı avantajları başka alanlarda kullanma olanağı ve­rir.

Düzenekte palanganın işleyişi örnek alınmıştır Bir koşucu başka bir koşucuyu çeker. Çekme işlemi tamamlandığında atletler otomatik olarak birbirinden ayrılır ve çekilen koşucu yardımla ulaştığı hıza, aradaki bağlantının kesilmesiyle yardim olmadan ulaşır (şekil 3).

Şekil 3. Speedy system'in işleyişi.

A, B'nin harcadığı enerjinin yarısını harcar ama onun yaptığı hızın 2 katına ulaşır. Çekme işleminin sonucunda atletler birbirinden ayrılır ve koşmaya devam ederler. En çok kullanılan speedy-system Junior Sistemidir(şekil 4).

Şekil 4. Junior Speedy System.

Speedy-Pro nasıl çalışır?

Ağırlık tabağı çekme eforunda tam bir ayarlama sağlar. Koçucular son güçleriyle hız­lanmaya çalışırlar. Çekme gücü tabaktaki ağırlıklar tarafından ayarlanır. Bu işlem sanki bir dengeleme içlemiymiş gibi gelişir: Bir tarafta ne kadar ağırlık varsa,obur yanda da o kadar ağırlık olmalıdır (şekil 5).

Sekil 5. Speedy-pro system.

Hızlanma evresinin sonunda ağırlık tabağı otomatik olarak koşucudan ayrılır.

Bu çalışmaların en önemli kısmı, dış uyarıcıların iç uyarıcıya dönüşmesi kısmıdır. Atlet­ler koşunun sonunda elde ettikleri hızı devam ettirmeye çalışmalıdırlar (Şekil 6).

Velal 6. Ağırlık tabağının ayrılması

Çalışma sırasında,koşucudaki kalite değişikliğini en iyi şekilde tespit etmek için her 10 metrede bir süre alınmalıdır.

Atlet serbest bırakıldıktan sonra,hızını son 20 metre sabit tutmalıdır. Hız ne kadar sa­bit tutulursa eğitim o kadar işlev kazanır.

İsteğe göre efor değiştirilebilir Koşucu partneri tarafından çekilerek, hızlanma sırasında tüketeceği enerjiyi harcamaz ve sonra kendini sistemden serbest bırakıp hızını daha da artırmaya çalışır. Hızlanma sırasında az enerji tüketme metodu, maksimum hız sevi­yesini geliştirmedeki en önemli sırlardan birisidir.         .

Hız devamlılığıda bu metotla geliştirilebilir. Kazanılmış (harcanmamış) enerji serbest kaldıktan sonraki mesafede yapılacak yüksek seviyedeki hızı sürdürmek için kullanılır. Koşucunun enerji seviyesini saptamak amacıyla her 10 metrede bir zaman kontrolü ya­pılabilir.

Ayrıca speedy-pro sistemi hızlanmadaki performansı geliştirmek içinde kullanılabilir. Ağırlık tabağı engelleyici olarak kullanılır ve belli bir mesafeden sonra bağlantı kesilir. Ko­şucu ağırlıktan kurtulduğunda çok hafifmiş hissi kazanır ve hareketlerini özgürce yapar. Bu çalışma atlete yarışın ortasında bile turbo-hızlanma yapabilme olanağı verir (şekil 7).

Şekil 7. Free spint ile birleştirilmiş speedy-pro sisteminin engelleyici koşu çalışmaların­daki işleyişi

Son metot speedy-system'in bütün olabilirliklerini ir,eren birleştirilmiş bir metot­tur(şekil 8-9).

Sekil 8. Birleştirilmiş metod

Sekil 9. Birleştirilmiş metod

Şeki1 10. Speedy-pro He speedy junior'un birleştirilmesi.

Sonuç

Performans ne kadar yüksek olursa, farklı koşu şekillerini birleştirmek o kadar önem kazanır. Bu koşu şekillerine en yakın olanı özelleştirilmiş koşu durumlarıdır. En etkin kılanı ise antrenmanlardır.

Antrenörlüğün biliminin bittiği yerde iyi bir antrenör olmanın sanatı yatar. Usta bir şef gibi iyi bir koç kendi sırlarına sahiptir. Aşçılıktaki en önemli sır,elindeki malzemelerle en doğru karışımı yapmaktır Kendi sırlarını geliştirmek, farklı uyarıcıları birleştirmek ve böy­lece atletten en iyi sonucu almak antrenörün kendisine kalmıştır.

Kaynak: New Studies in Athletics: 1996; 11 (2-3): 149-154.

 

Yayına Hazırlayan : Nagihan ESEN